Haberler
Geri DönDetaylar
Samih Güven yazdı: Türk turizmi ve Ruslar
22 Temmuz 2018 / Saat: 17:24

Türk sınır giriş-çıkış istatistiklerine göre 2017 yılında Türkiye’yi 32,4 milyon yabancı ziyaret etmiş. Ödemeler dengesi istatistiklerine göre de 2017 yılı içerisindeki seyahat gelirleri 22,4 milyar dolar. Aynı yıl ülkemizi en fazla ziyaret eden yabancılar ise 4,7 milyon ile Ruslar. Rus'ları Almanya, İran, Gürcistan, Bulgaristan, İngiltere ve Ukrayna vatandaşları izliyor. 2018 yılının ilk beş ayında Rus turist sayısında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde elli oranında artış olmuş.

Rus resmi istatistikleri açısından bakıldığında ise 2017 yılı içerisinde 4,5 milyon Rus’un Türkiye’yi ziyaret ettiği görülüyor ve Türkiye ilk sırada. Rusların en fazla ziyaret ettiği diğer ülkeler ise Finlandiya, Çin, Estonya, Polonya, Almanya ve Tayland.

 

Rusya’daki iklim koşulları dikkate alındığında Rusların en önemli tatil motivasyonlarının güneş, kum, deniz, yani kıyı turizmi olduğu görülüyor. Bu açıdan öne çıkan ülkeler Türkiye, Yunanistan ve Tunus. Geçmiş yıllarda önemli ölçüde turist ağırlayan Mısır ise birkaç yıldır kapalı durumda. Rusların şehir ve kültür turizmi tercihleri açısından öne çıkan ülkeler özellikle İtalya ve İspanya.

Böylelikle Türk turizmi açısından Rusya’nın önemli bir ülke konumunda olduğu görülüyor. Tabi Türkiye’nin bu başarısı tesadüf değil. Bunda 1980’lerden sonra yapılan büyük yatırımlar ile sektörün kendini sürekli olarak geliştirmesi, rekabet avantajları ve devlet tarafından verilen desteklerin önemli payı var.

Türkiye'nin sunmuş olduğu kalite, fiyat avantajı, hijyen, güvenlik gibi faktörler oldukça önemli. Ayrıca özellikle Rusya ve bölge ülkeleri açısından uçuşa yakınlık, vizesiz rejim, otellerin aile ve çocuklara yönelik imkanları, bir çok otel personelinin Rusça konuşması gibi faktörler de katkı yapıyor.

Türkiye’de öteden beri tartışma konusu olan bir husus her şey dahil sistemi. Bu sisteme yönelik önemli eleştiriler, turistlerin otellerde kapalı kalması, bunun da şehir ve kültür turizmini ve esnafı olumsuz etkilemesi. Ancak bu hususun Türk turizm sektörünce değerlendirdiğini ve sektörünün tercihini bu yönde kullandığını, aksi taktirde bu kadar yüksek sayıda turist ağırlanmasının mümkün olamayacağı anlaşılıyor. Buna ilaveten özellikle Rus turistlerin bu sistemi tercih ettiği, ayrıca birçok otel ve tesisin kendini buna göre ayarladığı bir durumda geri dönüş o kadar kolay görünmüyor.

Türk turizmi ile özdeşleşen her şey dahil sistem hakkında ilginç bir açıklama ise geçenlerde Rus Federal Turizm Ajansı'nın Başkanından geldi. Oleg Safonov, söz konusu sistemin ilk defa Sovyetler Birliği'nde 1920'lerden itibaren sanatoryum sayfiyelerinde uygulandığını ve daha sonra da Karadeniz kıyılarında uygulandığını söyledi. Bu da Rusların bu sisteme zaten alışkın olduğunu gösteriyor bir bakıma.

Ruslarla ilgili yapılan bir araştırmaya göre (Rusya Federasyonu Pazar Araştırması - 2014 - Moskova Kültür ve Tanıtma Müşavirliği), Türkiye’nin sağladığı yukarıda sözü edilen avantajlar yanında zayıf yanlar olarak gösterilen bazı hususlar da söz konusu. Yapılan araştırmalarda Rusların verdiği yanıtlar çerçevesinde olumsuz olarak belirtilen hususlar arasında zaman zaman bir şey satma veya benzer nedenlerle ısrarcı yaklaşımlar, bazen de kimi otel çalışanlarının aşırı samimi davranışları gibi konular öne çıkıyor. İlginç başka bir şikayet ise turist kalabalığı. Genel bir özellik olarak turistler gittikleri ülkelerde kendi milletlerinden insanları yanlarında çok fazla görmek istemiyorlar nedense.

Fakat şunu söylemek gerekir ki, sektörün bu zayıf yanlarını da sürekli geliştirdiği, otel personelinin kış dönemlerinde eğitime tabi tutulduğu ve şehirlerde özellikle belediyeler ve esnaf tarafından tedbirler alındığını görüyoruz.

Mevcut koşullar altında Ruslar ve bölge ülkeleri açısından Türkiye çok önemli bir destinasyon ve bunun gelecekte de sürmesi bekleniyor. Ancak şunu da söylemek gerekir ki, turizm konusu özellikle Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerden de oldukça etkileniyor ve bu ilişkilerin olumlu seyretmesi önem taşıyor.

Türk turizminin dinamik yapısı, bir çok ülkedeki reklam ve tanıtım faaliyetleri, sektörün kendini sürekli geliştirmesi oldukça önemli. Dünyadaki gelişmelerin sürekli takip edilmesi, arz-talep dengesizliği gibi sorunlara da çözüm üretilmesi önem taşıyor.

Sonuç olarak cennet Ege ve Akdeniz kıyılarına sahip olduğumuz için şanslıyız. Bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Ama doğal güzelliklerimizi de korumamız gerekiyor. Kültür ve şehir turizminin daha da gelişmesi ile dinamik yapısıyla Türk turizm sektörünün daha da ileriye gideceği açık. Son bir husus ise oldukça önemli. Aslında her şeye rağmen otel karlılıklarının sanıldığı kadar yüksek olmadığı ve sektörün bütün bu başarısının otel çalışanlarının, emekçilerin ellerinde yükseldiği hususlarını da unutmamak gerekiyor.

SAMİH GÜVEN

https://samihguven.blogspot.com/