TR   RU   EN
Haberler
Geri DönDetaylar
Prof. Dr. Abdurrahim Güzel'in kaleminden Rusya ve Türkiye toplumsal ve ekonomik ilişkileri-7
18 Haziran 2024 / Saat: 14:18

2014 Yılı Rusya Açısından Çok İyi Bir yıl Değildi…

 

Ülkemiz açısından bu olumlu gelişmeler yaşanırken Rusya Federasyonu açısından kendi iç sorunlarını gündeme taşır isek,gerek iç ekonomik verileri açısından gerekse dış politika açısından ciddi sorunlar ile karşı karşıya idi.

Rusya Federasyonu’ nun Batı Ülkeleri arasında 2014 yılında Kırım sebebi ile yaşanan mali global kriz doğal olarak ülkede olumsuz bir ekonomik hava oluşturdu. Bilindiği üzere 2014 yılı başlarında ruble/dolar kuru 33 rublelerde seyretmekte iken, 2014 yılı sonunda bu kur 55 lere daha sonra ise 70 rublelere dayanmış idi.

2014 yılı sonu itibari ile Rusya’daki ekonomik verilere baktığımızda;

a. Ruble / dolar kuru 33 lerden 55 lere çıkmış
b. Politika Faiz Oranı % 5,5 lerden % 17 lere ulaşmış
c. Döviz rezervi 510 milyar dolardan 385 milyar dolara düşmüş
d. Brent Petrol Fiyatı 110 Dolardan 55 Dolarlara düşmüş
e. Toplam Dış borç ise 2011 yılında 538 milyar dolar iken 2014 yılı sonunda 599,4 milyar dolara ulaşmıştı.

 

Bu veriler  belki konumuz ile ilgili sayılmayabilir. Ancak şu nokta dikkatten kaçırılmamalıdır ki, 2014 yılında yaşanan bu ekonomik olumsuzluklar elbette Rusya’daki tüm iş dünyasını etkilediği gibi Türk İş Dünyasını da etkilemiştir. Ancak bir fark var ki, o da bu dönemde tüm iş dünyası aynı gemide idi. Yaşananlar birlikte yaşanmakta ve olumsuzluklar da tek taraflı alarak bir hedef gösterilme söz konusu değildi.

Nitekim; bu süreç aslında Rusya’da yaşanan olumsuz ekonomik yapı esnasında iki ülke ilişkilerinin iyi seyretmesi sebebi ile Türk İş dünyası adına bir fırsat imkanı veriyordu. Batı ülkeleri tarafından oluşturulan yaptırımlar ve kısıtlamalar doğal ihtiyacın devam etme zorunluluğu ile Türkiye lehine bir durum oluşturuyordu. Bu da ülkemiz açısından bir fırsat olarak algılanmalıydı ve öyle de algılanıyordu.

Rusya açısından da bu kendileri için bir fırsat idi. Çünkü yaptırımlar karşısında takınılan tavır oldukça olumlu bir havayı kuvvetlendirmişti.

Nitekim o günlerdeki bu olumlu hava Sayın Putin tarafından da dikkatle takip ediliyor ve gündeme taşınıyordu.

Sayın Putin’in geleneksel olarak her yıl sonunda yaptığı konuşmalar toplum tarafından çok dikkatle takip edilmekte ve bir anlamda ülke siyasi yapısını ve toplumsal tavrı oluşturmaktadır. Zaten İbn Haldun’un tespiti ile doğu toplumu özelliği taşıyan Rusya Federasyonunda lider merkezli bir yapıya sahip olunması nedeni ile tüm toplumsal hareketler bu yıl sonu konuşmalarına odaklanmaktadır.

Sayın Putin’in 2014 yıl sonu konuşmasına dikkatle bakıldığında, düşman olarak gösterilen ülkeler kitlesi Batı olup, zaten o yaptırımlar döneminde iyi bir politika sürdüren Türkiye bu konuşmada tek dost ülke olarak yer almakta ve tüm övgüler ülkemize yapılmakta idi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 10.büyük basın toplantısında  AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlara Türkiye'nin de katılmasını istemesi konusuna da değindi.

Putin, "Türkiye ile çok sayıda ortak çıkarımız var. Türkiye'nin katılımı olmadan bir çok önemli sorunun çözümü mümkün değil" dedi ve Ankara ile ilişkileri geliştirmekte kararlı olduklarını bildirdi.

Ortak projeler konusunda ise Rus lider bu cümleleri kurdu: "Türkiye'de bulunulduğum zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, bazı konuları basın önünde konuşmayalım, kazları kızdırmayalım (Rusça'da "düşmanı öfkelendirmeyeyim" anlamında kullanılan bir deyim), yarın buraya uçmaya başlarlar, dedim. Erdoğan bana hiçbir çekincelerinin olmadığını söyledi. Sayın Erdoğan çok sağlam bir adam. Bizim saklayacak bir şeyimiz yok." dedi.

Rusya’da yaşanan tüm olumsuz ekonomiye rağmen 2014 yılı sonunda gerçekleşen 5.944.000 dolarlık ihracat bunun bir göstergesidir.

Bunların yanı sıra;

Sürekli gelişen diplomatik ilişkiler
Vizesiz rejimin başlaması ki, bu uluslararası ilişkiler açısından bir anlamda iki ülkenin ve toplumlarının karşılıklı olarak güven deklarasyonudur.
Eğitim alınandaki faaliyetler ve nerede ise karşılıklı denklik derecesine gelen eğitim süreci
Kültürel faaliyetlerin artarak devam etmesi ki, bu anlamda Yunus Emre Kültür Merkezi ile ilgili bina satın alma aşamasına gelinmiş ve açılış tarihleri belirlenmişti.
Serbest Ticaret Anlaşmasının imzalanma aşamasına gelmesi
Gümrüklerde yeşil hat uygulamasının başlaması değil hız kazanması
En önemli gündem maddelerinden birisi olan Ruble/TL ticaretinin siyasi irade tarafından karar verilip uygulama imkanlarının ciddiyetle gündeme gelmesi
İki ülke arasında ortak yatırım projeleri ki, bunlar arasında büyük önem arz eden Akkuyu Santralı, TürkAkım ve diğer bir çok önemli projeler
En önemlisi ise ki, bu bizi bir anlamda rehavete düşürmüştür. Bizler burada nerede ise Yabancı Olduğumuzu Unutmuş idik. Çünkü burası bizim için kendi evimizden daha güvenli ve daha sağlıklı bir ortam olarak algılanmaktadır.

 

İşte tam bu noktada ve nerede ise iki taraf için de hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan 24 Kasım 2015 uçak düşme olayı ve bunun acı tablosu…

devamı var