SONUÇ
Türkiye ve Rusya Federasyonu geçmiş sürecine bakıldığında gerek coğrafi gerek kültürel ve gerekse karakter yapısı itibari ile birbirine yakın iki ülkedir. Geçmişteki ilişkiler bir yana son yıllara bakıldığında hızla ilerleyen bir olumlu sürece sahip iki ülkedir.
Konumuza esas olan 24 Kasım öncesi süreçte oluşan hızlı bir olumlu süreç bu yaklaşımını doğruluğunu kanıtlamaktadır.
24 Kasım öncesini ne kadar dikkatle incelemek gerekirse, aynı şekilde 24 Kasım – 09 Ağustos sürecini de çık iyi incelemek doğru olacaktır.
Bu süreç dikkatle incelendiğinde iki ülke geçmiş ilişkileri dikkatten kaçırmamış ve bir anlamda ilişkileri sonlandıracak adımları atmaktan özenle kaçınmışlardır. Raporumuzda izah edildiği üzere önemli büyük projelerden vazgeçilmemiştir. Bu nedenle de 24 Kasım sonrası dönem hassas bir dönemdir.
Evet Rusya’da yaşayan Türk İş Dünyası zor günler geçirmiştir ve büyük zorluklara göğüs germiştir. Fakat bu ülkeyi iyi tanıyan bizler aynı zamanda bunun kalıcı olmadığının da farkında idik.
Bu açıdan baktığımızda;
09 Ağustos sonrası dönem çok iyi algılanmalı ve geleceğe yönelik sağlıklı adımlar atılmalıdır. Bunun için iki ülkenin siyasi iradesi tüm öz veri ile ve açıklıkla gereken mesajı vermişlerdi.
24 Kasım sonrasında ivedilikle toplanan bu Rusya Kriz İzleme Komitesi gerçekten önemli görevleri yerine getirmiştir. Çünkü bürokrasimizin nerede ise tüm noktalarından bir araya gelmiş uzman ve yetkili kişiler olarak sizler önemli kararlar aldınız ve sağlam adımlar atılmasına zemin oluşturdunuz.
Şu anda ise bize göre esas çalışma şimdi başlamaktadır. Çünkü zaten mevcut bir ilişki var idi ve kısa süreli kesinti dönemi yaşadı. Geçmişten ivme ve yakın geçmişten ders alarak ileriye yönelik çalışmaların başlaması gereken bir noktadayız.
Malumlarınız üzere, önümüzde 3 Ekim 2016 tarihinde Moskova’da gerçekleştirilecek olan TÜRKİYE – RUSYA İŞ KONSEYİ XVIII. Ortak Toplantısı ve yine Ekim Ayısonlarında yapılacak olan KEK Toplantıları bulunmaktadır.
Yakalanan bu olumlu ivme sürecinde bu toplantılara gereken önem verilmeli ve çözüm önerileri olarak belirlenen bir çok konunun bu toplantılar çerçevesinde uygulamaya konulması imkanını sağlamalıyız.
İki ülkenin ortak hedef olarak belirlediği 100 milyar dolarlık dış ticaret hacminin yakalanması hepimiz için vazgeçilmez bir hedeftir. Rusya’da yaşayan Türk İş Dünyası bu hedefe tam anlamı ile inanmış ve bunun gereğini yapmak için de sağlıklı adımlar atmaya hazırdır.