Türkiye’ye yönelik turist sayısının artırılmasına katkı sağlayacağına inandığımız önerileri şöyle sıralamakmümkündür;
Uçak katkıları:
Halihazırda 31 Ağustos’a kadar uygulanmış olan uçak katkısının kesintisiz olarak 2017 Mayıs ayına kadar(dahil) uzatılması...
Sonraki en az iki yıl boyunca Ocak-Mayıs(dahil) ve Ekim(dahil)-Aralık kış ve bahar dönemlerine uygulamanın devam ettirilmesi...
Bu uygulamayla özellikle bahar dönemlerinde başka daha sıcak destinasyonlara giden potansiyel Türkiye müşterisinin etkilenmesi, kış döneminde ise sınırlı sayıdaki tatilcilerin, grupların, futbol ve diğer spor takımları gibi özel organizasyonların Türkiye’ye daha fazla yönlendirilmesi mümkün olabilecektir.
Özellikle Rusya Federasyonu özelinde Türkiye pazarı için derinleşen ekonomik kriz ve hane halkı reel gelirlerine olumsuz etkisinin yanında yaşanan siyasi (24 Kasım sonrası) kriz nedeniyle uygulamaya konulan yaptırımlar ve kısıtlamaların birlikte etkisi nedeniyle 2016 ilk 7 aylık dönemde Türkiye'ye giden Rus ziyaretçi sayısında (gerçekleşme) bir önceki yıla kıyasla % 93 lük, bir azalma oldu ve bu nedenle bu pazarda faaliyet gösteren ve mülkiyet devri dahil birçok ciddi sıkıntı yaşayan tur operatörleri için diğer ülkeler için uygulanan teşvik/destek mekanizmaları yanında ekstra özendirici tedbirlerin devreye sokulması (Örnek; chartera verilen desteklerde Rusya ve periferisi durumundaki BDT pazarı için hem destek miktarı hem de destek verilecek dönemin uzunluğu açısından özel uygulamalar olması gibi).
Tanıtım ve PR çalışmaları:
Tanıtım çalışmalarının sezon öncesi Ocak-Şubat aylarında başlatılması daha etkili olacaktır.
Tanıtımda ağırlıklı olarak deniz-kum-güneş faktörünün kullanılması önemlidir.
Mecra olarak daha çok internet ve televizyon reklamlarına yönelinmesi önerilmektedir.
Tanıtım çalışmalarıyla ayni anda ve kesintisiz olarak PR yapılması tüketici üzerinde önemli etki yaratacaktır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler de dikkate alınarak tur operatörleriyle ortak tanıtım, satış ve pazarlama çalışmalarına geçmişe kıyasla daha yüksek bütçeler ayrılmalıdır.
Sınırlamaların kaldırılması:
Diğer sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de Türk vatandaşları için şirket mülkiyet hakları ve çalışma vizelerine dair hakların geri iadesi...
2014 sonuna yaklaşırken Rusya’da rubledeki büyük yıkım ortaya çıktı. Avrupa Birliği’nin yaptırımları Rubleyi çok olumsuz etkiledi. 2014 yılı Ocak ayında Ruble/Dolar karşısında 33 seviyelerindeydi. 2015 13 Ocak itibariyle Ruble/Dolar karşısında 62 seviyesinde oldu. 2016 Eylül ayı halen Ruble/Dolar karşısında 65 seviyelerindedir. Ruble neredeyse %100 oranında değer kaybetti. Rusya Merkez Bankası değer kaybını durdurmak için her defasında faizi sert bir şekilde artırdı. Ancak Merkez Bankasının uyguladığı para politikaları değer kaybının karşısında dik durmaya yetmedi. Değer kaybının sebeplerini; Ukrayna Krizi, AB-ABD’nin yaptırımları ve son olarak da petrol fiyatlarının dip seviyelere düşmesi şeklinde ilişkilendirebiliriz.
ABD yaptırım kararlarını dört ana başlıkta topladı;
Finans,
Askeri Donanım,
Silahlar
Petrol Üretim Ekipmanları.
Bu yaptırımlardan şüphesiz olarak en çok Finans sektörü etkilenecektir. ABD üç Rus Bankasına yaptırım kararı aldığını açıkladı. Bu bankalar; VTB, Bank of Moscow ve Rosselkhozbank. Yaptırımlarla birlikte bu bankalar büyük olasılıkla Avrupa’dan finansman bulamayacaklardır,
Uygulanan yaptırımlarla Rusya resesyona girebilir, ancak Avrupa, Rusya’dan daha fazla etkilenecektir. Avrupa’nın ekonomi devleri arasında yer alan Almanya’nın 2014 büyüme rakamlarını revize ederek düşürdüğünü biliyoruz. Almanya’nın ihracatının cirosu yaklaşık olarak 11 milyar Euro azaldığı öngörülüyor. Almanya toplam ihracatın %3 ünü Rusya’ya yapıyordu. Ancak bu oran her ne kadar küçük olsa da yapılan ihraç ürünlerinin Katma Değeri, yüksek olduğu için Almanya büyük bir kayıp yaşadı.
S&P Nisan ayında, Moody’s Ekim ayında, Fitch Ratings ise 10 Ocak’ta Rusya’nın kredi notunu düşürdü. Gerekçe olarak da Ukrayna krizinden kaynaklanan yaptırımların Rusya’nın ekonomik görünümünü bozduğu öne sürüldü. Bu yaptırımların büyümeyi olumsuz etkileyeceğini ve bankacılık alanındaki kırılganlığın artacağına vurgu yapıldı.
Rusya, ihracatının %45’ini Avrupa Birliğine ve Avrupa Birliği ise ihracatının %3’ünü Rusya’ya gerçekleştirmektedir. Rus Ekonomisi göreceli olarak küçük olsa da enerji ve ham madde bakımından çok zengindir. Rusya’ya uygulananambargodan dolayı Avrupa’nın etkilenmesi kaçınılmazdır. Rusya, doğal gazın Avrupa’ya taşınmasını sağlayacak olan Güney Akım Projesini durdurduğunu ve geliştirilmesine devam etmeyeceklerini açıkladılar. Projenin kaderinin AB ülkelerinin elinde olduğunu dile getirdiler. Aynı gün Türkiye’ye yeni boru hattı yapılacağını bildirdiler. Rusya, ABD’nin yaptırım açıklamasının bir gün sonrasında Polonya’dan meyve sebze ithalini durdurduğunu bildirdi. Bu ay içinde Avrupa’ya karşı yasakları genişleterek, yaptırımlara destek veren ülkelerden meyve ithalatını durduracaklarını açıkladılar. McDonalds’ın açıklamasına göre Rusya’da 200 şube incelemeye ve denetlenmeye tabi tutuldu. Yaptırımlar karşılıklı düello haline geldi. Rusya’nın ambargosundan en çok Polonya, Litvanya, Almanya ve Hollanda etkilenecek gibi duruyor.
Yukarda açıklanan bir çok sebepten dolayı 24 Kasım öncesi ve sonrası zaten İnşaat sektörünün gidişatı kötüye doğru gitmekte idi.
Gerekli dış yatırım sağlanamadığından ayrıca bankalardaki aşırı faiz artışlarından dolayı işverenler bir çok projeyi rafa kaldırdı yada küçülme yoluna gitti.
Devlet bu sırada konut alıcıları için devlet destekli bazı kredi paketleri hazırlattı. Bu durum az da olsa konut inşaatlarını ayakta tuttu. Fakat AVM ve ofis alanlardaki boşluklardan dolayı yapılması planlanan bu tür yapılar rafa kaldırıldı. Kiralar düştü insanların alım gücü değişti.
24 Kasımda malum olay olmasa idi burada şu avantajlar olabilirdi;
Konu ile ilgili önerilerimiz aşağıda belirtilmektedir.