Bundan bir kaç hafta önce medyaya ilginç bir haber yansıdı: Osman Delibaş bir saatle dünya buzlu suda kalma rekorunu kırmıştı. 

Bunun üzerine biz de Delibaş’la elektronik posta yardımıyla iletişim kurduk ve aklımızdaki soruları yönelttik, o da sorularımızı Türkçe yanıtladı. 

Hayat hikayesiyle ilgili sorumuza yanıtı şöyle oldu: 

“Bu zamana kadar hayatım çok kolay geçmedi. Çocukluğumda okulda arkadaşlarım yoktu çünkü herkes gibi değildim. Sigara alkol kullanmıyordum. Yalnızlığı seven biriydim, şiir yazıyordum. Her gün 4 saat jimnastik antremanım vardı, sonra da müzik okulu. Geceleri derslerimi çalışıyordum. 12 yaşındayken kendimi taekwondo'ya (tekvando) verdim ve televizyonda işe başladım. Babam gazeteci olmamı istiyordu, ben ise aktör. Hayatta şimdiye kadar her şeyi kendi emeğim ile elde ettim. Bu benim için zor ama bu beni daha güçlü yapıyor. 

İlk olarak tiyatro ve sinema oyunculuğu eğitimi aldım, ikinci olarak ses sanatçılığı eğitimi gördüm. Arada sırada dublör olarak filmlerde rol alıyorum. Buzlu suya dalıyorum ve çeşitli akrobatik gösteriler düzenliyorum. Kısacası ben her zaman sahnede olmak istiyorum ya şarkıcı, ya aktör, ya da televizyon sunucusu olarak... Türkiye'de de bir filmde, dizide veya bir televizyon programında yer almayı çok istiyorum. Yaklaşık 10 senedir taekwondo ile uğraşıyorum, siyah kuşağım var." 

Ya anne ve babasının hikayesi? Türkçeyi nasıl öğrenmiş?

“Babamla annemle Beyaz Rusya’da (Belarus) tanışmış. Babamın ailesi Trabzon'dan Rusya’ya gelmiş. Adımı annemle babam birlikte koymuş. Ben çocukken babaannem benimle Türkçe konuşuyordu, sonra ben kitaplarla ve Türk filmlerini izleyerek Türkçeyi biraz öğrendim. Ama, konuşacak kimsem pek yok. Pratik imkanım az olduğu için Türkçeyi unutmaya başladım. Türkiye'ye çoktan gitmedim. Önce birkaç kere tatil için geldim. Ama, tabii ki sık sık gitmek isterdim. Bu sene haziran ayında Kemer’e konser için geleceğim...”  

FUAD SAFAROV

http://medyagunlugu.com/haber/gururumuz-osman-44714