Pazar günleri pek de tanımadığımız insanların öykülerine uzanmaya, onlardan feyz almaya çok önem veriyorum. Bu hafta benim radarıma takılan isim Erman Ilıcak...

Gerçi Forbes Dergisi tarafından her yıl geleneksel olarak açıklanan Türkiye’nin en zenginleri listesinde zirveye yerleştiğinden bu yana hemen hemen herkesin dikkatini üzerinde topladı Erman Bey...

Son yıllarda hep üst sıralarda olmasına rağmen 3.8 milyar dolarlık servetiyle “En zengin” unvanını alana kadar bu kadar merak uyandırmamıştı doğrusu. Ben de biraz araştırdım, ulaşabildiğim sınırlı kaynakları kurcaladım ve gerçekten herkesin bilmesinde fayda olacağını düşündüğüm bir portreye ulaştım.

Erman Ilıcak 1967 Malatya doğumlu. Mütevazı bir aileden geliyor. Babası avukat. İş gereği Ankara’ya yerleştiklerinden ilköğretim ve liseyi TED Ankara Koleji’nde okuyor. Ardından kararsız bir tercihle ODTÜ İnşaat Mühendisliği’ne gidiyor.

Başarılı bir öğrenci... Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansını tamamlıyor. Fransa’da bulunan International School of Management’ta işletme doktorası yapıyor.

Üniversitede okurken tanıştığı ENKA’nın patronu rahmetli Şarık Tara sayesinde, henüz 3’üncü sınıftayken bu önemli şirkete stajyer olarak giriyor. 24 yaşında da genç bir mühendis olarak ENKA’da çalışmaya başlıyor.

Önce Libya, sonra Belarus’a yollanıyor... Burada Rus pazarını öğreniyor ve ailesine istifa edip kendi şirketini kuracağını açıklıyor. Annesi inanamıyor. ENKA gibi köklü bir şirketten ayrılmak isteyen oğlunu vazgeçirmek için, psikolog olan üst kat komşusuyla bile görüştürüyor.

Ama psikolog oğlunu değil, oğlu psikoloğu ikna ediyor. Erman Ilıcak, ertesi gün biriktirdiği 30 bin dolar ve birkaç arkadaşıyla kendi şirketi Rönesans’ı kuruyor. Basit tadilat işleriyle faaliyetlerine başlıyorlar.

Yapılan her iyi iş yeni müşteri getirirken onlara da ihalelere girme cesareti veriyor. Ve 1993’te kurulan Rönesans, 2013 yılında Rusya’daki gayrimenkul gelirleri sıralamasında 30’uncu sıraya yükseliyor.

Rönesans halen Rusya’nın St. Petersburg kentindeki Avrupa’nın en yüksek binası olan 462 metrelik Lahta Center’ı (Türkiye’nin en yüksek binası 261 metre ile İstanbul’daki Sapphire) yapıyor. Binanın maliyeti 2.5 milyar dolar.

Şirket, kurulduğu günden bu yana Rusya ve çevresinde 525 proje tamamlamış. 3.7 milyar dolar tutarında olan 18 projeleri ise halen devam ediyor.

İsviçre Alpleri’nde inşa edilen dünyanın en uzun demiryolu tünelini de onlar yapıyor. Türkiye’deki en büyük eserleri ise başkentteki Cumhurbaşkanlığı Sarayı...

Kısa zamana böylesine büyük bir başarı sığdıran Erman Ilıcak, verdiği nadir röportajlarından birinde, hayatındaki en büyük lüksü şöyle tanımlıyor:

“Bir saat kendi başıma kalıp bir şey yapabiliyorsam bu benim için lükstür. Tek başıma otomobil kullanıp müzik dinleyebilmek ya da arkadaşlarla buluşup basketbol oynayabilmek gibi...”

Işınsu Kestelli

https://www.posta.com.tr/yazarlar/isinsu-kestelli/bir-basari-oykusu-2115046